dilaraca

merhabaaaaa! uzun zamandır yazamamanın hem üzüntüsü hem de mahçupluğu ile bugün tekrar klavye başındayım. size yazmakla bitiremeyeceğim bir dolu şey oldu ama en aklımda kalanları paylaşacağım. Filmler:MUMYA küçücük yaşımdan beri izlediğim mumya filmlerinin bir diğerine ait fragmanı görünce yaşadığım mutluluğu size anlatamam. filmse harika daha iyisi olabilir miydi evet ama tom cruise'un yakışıklılığı ve oyunculuğu detayları farketmenizi geçiktirecek bir unsur. KARAYİP KORSANLARI bu filmdeki oyunculukta muhteşem zaten sevmeyenimiz yoktur jhony deep'i. filmde gayet iyi ama salazarın intikamı deyipte salazarın yine bir şey yapamayıp ölmesi manidar oldu bence :) Kitap önermeyi çook istiyorum fakat her gün kitap okuyan ben biraz saldım kendimi.tek önerebileceğim kitap tatlı tesadüf şuan ortalardayım.gayet eğlenceli gidiyor. Mağazalardaki etkinlikleri bilmiyorum amaaaa yakında açacağım youtube kanalımla sizlere çok güzel şeyler öğreteceğim. geçen seneden beri beni takip edenlerin

Mart ayına yani güneşli görünürde sımsıcak hissedilende buz kestiğimiz gunlere merhaba demiş bulunmaktayız. Başlığımı atasözüyle atınca hemen açıklamasını da ardından getireyim :) çoook çok eski yıllarda insanlar yazın sıcağında dinlenirler ve kışın yakacak çalı çırpı toplamazlarmış.mart ayı gelene kadar ellerindeki yakacaklarını bitirir mart ayı gelince ne yapacaklarını bilemezler ve ellerinde işlerine yarayan kıymetli eşyalarını kazma küreklerini yakarlarmış.Bu atasözümüzün çıkış noktası burasıdır. Eğer dikkat ettiyseniz en çok hastalığın arttığı ay mart.insan evinin penceresinden baktığında güneşli cıvıl cıvıl bir hava dışarı çıktığında donan eller,kırmızı burunlar...ne giyeceğini bilememe halleri.kalın giyinsen bir dert,ince giyinsen ayrı dert...tedbirli olmakta fayda var eğer güneşli günlerin tadını çıkarmak istiyorsak. Hasta olmanın anlamı yok :) içinizi ısıtan sımsıcak duygular ve günler gecirmeniz dileği ile :)

merhaba vermiş olduğum iki haftalık ara yüzünden kendimi sizlere mahçup hissediyorum.ama telafisi dolu dolu geliyor :)öncelikle sevgililer gününde yazamadığım günün anlamından bahsetmek istiyorum.bugünün tarihçesi antik yunan dönemine kadar uzanmaktadır.antik yunanda ocak ayı ve şubat ayı ortasında kalan döneme gamelyon adı verilmiştir.ve zeus ile heranın evliliğine adanmıştır.Antik Romada ise 15 şubat bereket tanrısına adanmış bir gün olarak keçi kurban edilerek kutlanırdı.daha sonra başlarına bir parça keçi derisi koyup bereket tanrısını simgelediklerini varsayarak sokaklarda koşturur herkese dokunurlardı.genç kızlar bereket tanrısından bir dokunuş kapabilmek için öne atılırlardı.15 şubatta kutlanan bu günün arifesi olan 14 şubatta erkekler kızlarla kurra çeker ismi çıkanlar bayram boyunca çift sayılırdı.daha sonra papa bu bayramı yasaklayarak kızların isimlerini kaldırarak sadece azizlerin isimlerinin yazılmasına izin verdi.1908 yılında ise dini inançları yüzünden öldürülen 3 tane a

     En sevdiğim ve kırmızının en yakıştığı en yakıştığı en kışın en sıcak ayının ilk gününden kocaman selamlar :) Bu ayın özelliği diğerlerine göre daha kısa olmasının dışında 14 Şubat sevgililer gününü içinde barındırıyor olması.Şubat ayında herkesin bir telaşı oluyor.İş ticarete dökülse de süslemeler,ışıklar,kalpler,çikolatalar,..,ayrı bir anlam kazanıyor.Sevgililer gününü ayrı bir konu olarak yazacak olsam da sevgi her gündür,tek güne sığdırmayın ama yinede o günden kaçmayın :)      Geçen haftalarda vizyona girmesine rağmen yaşadığım şehirde daha yeni yerini alan Ata Demirer'in filmi Olanlar Oldu'ya dün gitme imkanı buldum ve çok beğendim.Ata Demirer'i zaten çocukluğumun en güzel dönemini kapsayan çarşamba akşamlarının vazgeçilmez dizisi Avrupa Yakası'ndan ve tek kişilik gösterilerinden takip ediyorum.Filmlerini,oyunculuğunu,kendisini beğendiğimi açıkça söyleyebilirim.Bu filme de gittiğimde hiç sıkılmadan keyifle izledim.Bir ege aşığı olan Ata Demirer yine çekim iç

     Yeni haftaya kucaklarca kalp dolusu sevgiyle,kocaman gülümsemeyle merhaba :) Neye nasıl başlarsak öyle gider ya hani bizde önce kendimizi sevmekle başlayalım her yeni güne.Farkında olalım sahip olduklarımızın.Şükredelim her nefesimiz için bile...      Neden haftaya bunu yazmayı tercih ederek başladığımı merak edenleriniz olursa eğer sebebi şu ki;biz hep etrafımızdan bekliyoruz en ihtiyacımız olan şeyleri.Halbuki hepsi bizde.Sevgi bekliyoruz,anlayış bekliyoruz,mutluluk,huzur,güven bekliyoruz.Eğlenmek istiyoruz,değer istiyoruz.En önemlisi saygı bekliyoruz.Peki hiç düşündünüz mü,siz kendinize bu saydıklarımızdan hangilerini verebiliyorsunuz?      Lafta herkes sever kendini,herkes anlayışlıdır etrafına,saygılıdır.Ama gerçekten öyle misiniz?Yalnız altını çizerek söylüyorum ki bencillik  değil bahsettiğim.Demek istediğim şu ki önce kendi kendini sevebilmeli insan,önce kendine saygısı olmalı ki size sevgi saygı kendiliğinden gelsin.Siz bunları önce kendi içinizde oluşturmazsanız ne se

mydaily: Aşıklar Şehri : Merhaba içinde aşkı hisseden hissetmek isteyen herkese :) Ben müzikalleri çok sevenlerdenim.Uzun zamandır aklımda olan La La Land filmini en...

Merhaba içinde aşkı hisseden hissetmek isteyen herkese :) Ben müzikalleri çok sevenlerdenim.Uzun zamandır aklımda olan La La Land filmini en sonunda bugün izleme fırsatını buldum.İyi ki izlemişim.Oyunculuklar,müzikler,dekor,çekilen yerler,manzaralar harika.Hayatın bu karartıcığılığında,bu karamsarlığında,umudunu kaybetmiş,pes etmeye hazır insanlara umut verecek ilham verecek bir film.2 saatliğine her şeyi boş verip içinize güneşi doğurmak isterseniz bu filmi kaçırmamanızı öneririm.Ayrıca filmde jazz müzik hakkında bir fikir elde edebilir yeni bir tat katabilirsiniz.Ayrıca aşk hikayesi içeren filmlerin klasik sonu yerine farklı bir sonla da izleyenleri ayılttığı bir gerçek :)Ayrıca film bir çok dalda ödül sahibi film hafızanızda bulunması gerekenler klasik olmaya aday.Ben hem müzikal hem bir jazz sever olarak vizyondan kalkmadan yüzünüzde gülümseme oluşturacak içinizi kıpırdatacak bu filmi öneriyorum.Hayallerinizin peşinde koşmayı bırakmayın elbet karşılığını alacağınıza inanın :) Ayrı

     Hayatın Hakkın Ver tam da bu mesajı veren bir film.Öncelikle yılbaşından bu yana blogumu ihmal etmenin mahcubiyetini yaşıyorum.Paylaşmak istediklerim birikti aldı başını gidiyor :) tabii ki paylaşacağım hepsini tek tek.      Hepsinden önce biraz H&M home indiriminden bahsedeyim :)aslında uzun zamandır indirimde olan bu mağazanın Home bölümüne resmen aşığım.Yastık kılıfları 3tl'den başlayan fiyatlarla.Tabaklar,bardaklar,sanat eseri peçeteler,çerçeveler,çarşaflar,nevresimler,mutfak eşyaları,banyo eşyaları gayet uygun fiyatlarla önce rafları sonrada evlerimizi süslemeye hazır bekliyorlar :) Ben yastık meraklısı olduğum için yastık kılıflarından oldukça fazla aldım.Önümüzde ki yılbaşı için süslerinizin uygun fiyata ve şık hali hazırda beklemesini istiyorsanız onlarda şuan indirimde ve çok şıklar.Bu arada bir dudak koruyucu ve yüz kremi tavsiyem olcak.Blistek keskin naneli dudak koruyucusu çatlamış dudaklara çok iyi ve tadı kokusu bir harika.Neutrogena'nın ise yeni çıkardı

      Slm gençler!..yaklaşık 2 haftadır yazamadım.Tam bugün yazıyorum diyor oturuyorum pc başına bir şey oluyor ve saat geç oluyor yazmak için.Böyle böyle derken bugün oldu.umarım herkesin yılbaşı gecesi,günü güzel geçmiştir ve geçmeye devam ediyordur.Ben yeni yıla biraz halsiz girdim.Ona rağmen mutfağa girip bir şeyler yaptım.Yılbaşı,doğum günü benim en önem verdiğim günlerden.her yıl inanılmaz bir heyecanım ve hazırlığım olur.Fakat bu yıl tam tersi oldu 12'yi zor bekledim ve hemen uyudum daha doğrusu bildiğiniz bayıldım halsizlikten...Ama yinede yeni yıla bomba gibi girdim.kendimi harika ve güçlü hissediyorum.Umarım sizlerde sadece yeni yıla iyi girmenin dışında sonrasında gelen günleri de muhteşem geçirmeye devam ediyorsunuzdur.Yılbaşı hazırlığımı yaparken hatırlarsanız bir önce ki yazılarımdan ve paylaşımlarımdan bir kelime ağacı yapmıştım.Bu ağaçtan bazı kelimeleri sizinle paylaşıyorum.      Ne yaparsanız AŞKla,TUTKUyla,UMUTla ve İNANarak yapın.      Sonucun ise sizin HAYRIN